Yeni Üyelik Haber bülteni üyeliği |
Armageddon (Arapça ???????, Latince: Armaged?n, Eski Yunanca: ????????? Harmaged?n, İbranice: ?? ?????? har m?giddô), dini kaynaklarda Dünya'nın sonu geldiğinde yapılacağı kehanet edilen büyük Kıyamet savaşının adıdır. EtimolojiHar sözcüğü İbranice'de dağ anlamına gelir ve Megido ise Megido Dağı'ında bulunan eski bir kentin adıdır. Megiddo için gerçek anlamda dağlık bir yer olduğu söylenemez, çünkü yüksekliği çevresiyle kıyaslandığında 30 metreyi bile bulmaz. Tarih boyunca birbirlerinin üzerine kurulmuş kentlerin oluşturduğu bir höyük durumundadır. Hristiyan kültüründeKitab-ı Mukaddes'in Vahiy bölümünde geçen Armageddon sözcüğü Museviler'den daha çok Hristiyanlar için önem taşır. Museviler İsa'yı Atanmış Kral (Mesih) olarak kabul etmezler ve başka bir Mesih beklerler. Bu nedenle Armageddon'la ilgili kavramlar Kitab-ı Mukaddes'in tümü için geçerli olsa da, Vahiy kitabındaki anlatımlar Museviler için geçerli olmaz. “Altıncı melek tasını büyük Fırat Irmağı'na boşalttı. Gündoğusundan gelen kralların yolu açılsın diye ırmağın suları kurudu. Bundan sonra ejderhanın ağzından, canavarın ağzından ve sahte peygamberin ağzından kurbağaya benzer üç kötü ruhun çıktığını gördüm. Bunlar doğaüstü belirtiler gerçekleştiren cinlerin ruhlarıdır. Her Şeye Gücü Yeten Tanrı'nın büyük gününde olacak savaş için bütün dünyanın krallarını toplamaya gidiyorlar. …… :Üç kötü ruh, kralları İbranice Armageddon denilen yere topladılar. Yedinci melek tasını havaya boşalttı. Tapınaktaki tahttan yükselen gür bir ses, “Tamam!” dedi. O anda şimşekler çaktı, uğultular, gök gürlemeleri işitildi. Öyle büyük bir deprem oldu ki, yeryüzünde insan oldu olalı bu kadar büyük bir deprem olmamıştı. Büyük kent üçe bölündü. Ulusların kentleri yerle bir oldu. Tanrı büyük Babil'i anımsadı, ona ateşli gazabının şarabını içeren kâseyi verdi. Bütün adalar ortadan kalktı, dağlar yok oldu. İnsanların üzerine gökten tanesi yaklaşık bir talant ağırlığında iri dolu yağdı.( Dolu belası öyle korkunçtu ki, insanlar bu yüzden Tanrı'ya küfrettiler.” (Vahiy 16 : 12-21) İslamdaİslam'da Melhame-i Kübra olarak bilinen savaş ile Hristiyanlık ve Musevilikte Armageddon olarak bilinen savaş terminolojide aynı şeyi ifade etmektedir. Aralarındaki temel fark beklenen bu savaşın genel içeriği ile ilgili üç farklı dinin yaklaşımıdır. İslam'da bu savaşın Amik ovasında; Hristiyanlık ve Musevilikte ise Megiddo dağının eteklerinde olacağına inanılmaktadır. "Megiddo dağının etekleri"nden Amik ovasının kastedilip kastedilmediği ise net değildir. Ancak net olan husus İslam'da savaşın gerçekleşeceği yer Amik ovası ile referans verilirken; Hristiyanlık ve Musevilikte Megiddo dağı ile referans verilir. İslam inancında bu savaşın Mehdi'nin ilk zuhurunun olacağına ve Mesih'in bu savaşta yer almayacağına inanılırken; Hristiyanlık ve Musevilikte savaşın Mesih'in önderliğinde yapılacağına inanılmaktadır. İslam'da Deccal denilen büyük fitneden bahsedilirken, Muhammed'den önceki bütün peygamberlerin ümmetlerine bundan bahsettiğini bildirmiştir. Deccal dünyaya şerri hakim kılmak için savaşacak ve "Rablık" iddiasında bulunacaktır. İslam kaynakları 70.000 Yahudinin Deccal'e tabi olacağını yazar. Deccal'in çıkışı ve İsa'nın ikinci defa yeryüzüne inmesinden önce Mehdi'nin çıkışı olacaktır. Bu çıkışın hemen öncesinde çok büyük ve çok kanlı bir savaş olacaktır. Bu savaşın gerçekleşeceği yer atların diz kapaklarına kadar kana gömüleceği haber verilen Amik Ovası'dır. Burada 80 tümen İslam ordusu ile 80 tümen küfür ordusunun yani bir milyona bir milyonluk iki ordunun birbirleriyle savaşacağı inanılmaktadır. bu ordunun komutanlığını Mehdi yapacak ancak kendisinden çok az kişi haberdar olacak; herkesçe bilinmeyecektir. Amik Ovası Torosların eteklerinde yer almaktadır. Dini yorumlarArmageddon'da savaşacak olanlar gökteki “Atanmış Kral” ile onu izleyen emrindeki meleklerden oluşan göksel ordulardır. Karşılarında olanlar ise, İsrail'in de aralarında olduğu "bütün dünya kralları"dır. Musevi inancı İsa'yı Mesih (Atanmış Kral) olarak kabul etmediği gibi, onlar açısından Kitabı Mukaddes'in Malaki kitabından sonraki kısımları da geçersizdir. Bu açıdan da Armageddon sözcüğünün günümüz İsrail'iyle bir ilgisi yoktur. Kitabı Mukaddes'te geçen İsrail, Siyon, Yeruşalim gibi sözcükler İsa'dan sonraki dönemde yalnızca gökteki asıllarını simgelemek amacıyla kullanılırlar ve Yeryüzündeki harfi anlamlarıyla ne günümüzdeki İsrail devleti ne de İsrailliler için geçerlidir. Ayrıca Armageddon için Tanrı'nın Savaşı olarak da söz edildiğinden anlamı daha geniştir. Dünya'nın Sonu ifadesi ise dünya sözcüğüyle neyin kastedildiğiyle ilgilidir. Dünya hem Yerküre için, hem de üzerindeki insanlar ve düzen için kullanılan bir sözcüktür. Vahiy kitabındaki kastedilen dünya, Dünya'nın üzerindeki eski düzenin taraftarları olan insanlardır. Vahiy kitabına göre ortadan kalkacak olan "önceki düzen"dir: Armageddon sözcüğü esas olarak kesin zaferi anlatmak için kullanılan bir terimdir. Dünya'nın eski düzeninin ortadan kalkacağına ilişkin güvenceyi perçinlemek amacıyla kullanılan bir sözcüktür. Çünkü geçmişte Megiddo'da yapılan her savaş daima bir tarafın tam zaferi ve diğer tarafın tam bir yenilgisi şeklindedir. Vahiy kitabı Armageddon'a doğru oluşacak olayları da anlatır. Bunlar Armageddon'dan hemen önce olacak Tanrısal kaynaklı harabiyetlerdir. Armageddon öncesinde gerçekleşmesi gereken bir olay Büyük Babil'in yok edilmesidir. Vahiy kitabında söz edilen "Büyük Kent"in "Büyük Babil" olduğu açıklanır. Büyük Babil için aynı zamanda "Fahişe-Dünya fahişelerinin anası" ifadesi kullanılır. Buna göre Büyük Kent, Büyük Babil ve Fahişe aynı şeydir. Buradaki anlatım mecazdır ve fahişelik yapan bir insanı kastetmez. Buradaki fahişe dinsel bir fahişedir ve iğrençlikler yapan biridir. Vahiy kitabının diğer kısımları bunun bütün yeryüzündeki sahte Babil kökenli dinler olduğunu gösterir. Bu açıdan sahte dinlerin kökeninin Babil Kulesi'nin yapılış zamanlarına gittiği de gösterilir. Babil Kulesi'nin yapımının engellenmesi ve insanların farklı diller yüzünden bölünmesiyle Şinar Ova'sından göçü Pelek'in (Pelek: bölünme) doğduğu yıl olan MÖ 2239 yıllarıdır (Kitabı Mukaddes-Başlangıç). İnsanların yeryüzüne dağılmasına neden olan bu büyük göçle, aynı zamanda insanların dinsel inançları da bütün gittikleri yere dağılmış olmaktadır. Birbirlerinden farklı gibi görünen bu dinler Kitabı Mukaddes'e göre Nimrod'la ve Babil Kulesi ile başlamıştır ve özünde aynı sahte inançları barındırırlar. Vahiy 17:14'te ifade edilen "Kuzu'ya karşı savaşacaklar, ama Kuzu onları yenecek. Çünkü Kuzu, rablerin Rabbi, kralların Kralı'dır." sözü doğrudan Armageddon savaşına atfeder. Burada kuzu olarak kastedilen Atanmış Kral (Mesih)'dır. (Mesih: Atanmış Kral). Atanmış Kral İsa'nın gökteki adı Mikael'dir ve kendisine verilen görevi yerine getirmek amacıyla Armageddon savaşını başlatacaktır. Ancak öncelikle bu savaş başlamadan önce "Yedi başlı, on boynuzlu kırmızı canavar" olarak Birleşmiş Milletler ve buna bağlı tüm uluslar (Kırmızı Canavar: Denizden çıkan Canavar'ın canlanmış sureti) "Büyük Babil"e saldırarak dünyadaki bütün sahte dinleri ortadan kaldıracaktır. Armageddon savaşından önce, Babil Kulesi'nin yapılışıyla ortaya çıkıp, Babil'den göçle bütün dünyaya yayılarak gelişip çeşitlenen tüm Babil kökenli dinler yok edilecektir. Bu olayın başlaması için gerçekleşecek işaret ulusların belirgin bir şekilde yapacakları "barış ve güvenlik" ilanı olacaktır. Uluslar bu ilanı yaparak dünyanın sorunlarını çözme yolunda başarılı olduklarını iddia etmiş olacaklar. Bu barış ve güvenlik ilanı ise, hiçbir şekilde ulusların Dünya'nın sorunlarını gerçekten çözdükleri anlamına gelmeyecektir. Bu "Büyük Sıkıntı" adı verilen bir dönemin başlangıcı olacaktır. Büyük Sıkıntı'nın zirvesi ise Armageddon savaşıdır. Bu savaş yalnızca Canavar'ı ve Canavar'ın düzenini yeğleyen insanları yok etmekle kalmayacak, aynı zamanda Şeytan ve cinleri de yakalanarak 1000 yıl hapsedilecekleri "Uçuruma" atılacaklar, Armageddon Savaşı böylece sona ermiş olacaktır. Kitab-ı mukaddese göre Armageddon eski düzenin sonu ve yeni düzenin başlangıcını oluşturan bir dönüm noktası olacak, Atanmış Kral (Mesih) Armageddon'dan sonra yeryüzünde 1000 yıl krallık sürecektir. Kitabı Mukaddes'e göre Armageddon'da hayatta kalacak insanlar, Atanmış Kral'ın yönetiminde Yeryüzünü cennete çevirecekler ve eski dünyanın bütün dertlerinden uzak sonsuz bir yaşama kavuşmuş olacaklar. Armageddon savaşı eski düzenin yeryüzüne çevre kirliliği, türlerin yok edilmesi, savaşlar, terör gibi çeşitli şekillerde verdiği tahribatı engellemek ve Dünya üzerindeki düzeni ve yaşamı insanlar için yaşanabilir kılmak amacıyla tamamen yenilemek için yapılan son savaştır. Armageddon'da olacaklardan bazıları şu şekildedir:
Armageddon'un Zamanı ve BelirtileriArmageddon'un başlayacağı zamanın işaretleri Kitabı Mukaddes'te verilmiştir. Ancak bu işaretler çoğunlukla olaylar olarak verilmiştir. Sayı olarak verilenler ise belirli bir tarih vermeyi amaçlamaz. Yine de verilen bilgiler Kitabı Mukaddes'in tümünün birlikte değerlendirilmesiyle anlaşılabilmektedir. Nebukadnezar'ın gördüğü rüyadaki heykel ve daha sonra Daniel peygamberin rüyetlerde gördükleri bu zamanların anlaşılmasında çok önemli bir yer tutar. Burada anlatılanlar Canavar'ı oluşturan unsurların hangisinin sırayla birbirini takip edeceğine ilişkindir. Nebukadnessar rüyasında bir heykel görür ve Daniel peygamberin yorumuna göre heykelin altından olan başı Babil'dir. Daha sonra ise sırasıyla başka krallıklar dünya egemenliğinde öne geçeceklerdir. Babil'i sırasıyla, Med-Pers, Yunan, Roma izleyecektir. Bu bilgilerin değerlendirilmesi ise Daniel'in canavarlarla ilgili gördüklerinden kaynaklanır ve yoruma dayanmaz. Heykel'in ayaklarıyla ise ikili bir dünya gücünün egemenliği anlatılır. Bu ikili yapıdaki dünya gücü son dünya gücü olarak yerini alacaktır. Rüya'nın devamında Tanrı'nın dağından kopan bir taşın heykelin ayaklarına çarparak heykeli tümüyle parçalayıp yok ettiği anlatılır. Heykel'in ayaklarının ikili yapıda ortak bir dünya gücü oluşturan Britanya ve ABD olduğu yorumu vardır. Danyal'ın yaşadığı dönemde ilk dünya gücü olan Mısır ve ikincisi olan Asur imparatorlukları devirlerini tamamladıklarından, heykel ve hayvanlarla temsil edilen dünya imparatorlukları Babil ile başlar. Bütün bu imparatorluklar toplam olarak yedidir ve Vahiy kitabındaki "Denizden çıkan canavar"ın yedi başını oluşturur. Sıralaması: Mısır, Asur, Babil, Med-Pers, Yunan, Roma, Britanya-ABD'dir. Nebukadnessar'ın gördüğü başı göklere erişen devasa bir ağaçla ilgili rüyasında zamanlar da sözkonusudur. Burada verilen zaman simgesel 7 vakit olarak verilmiştir. Buradaki ağaç ve bu ağaçla temsil edilen Nebukadnessar, asıl olarak Tanrı'nın Egemenliği'ni temsil etmektedir. Nebukadnessar'ın yedi vaktin sonunda krallığını geri aldığı gibi Tanrısal Krallık da insanların elinden geri alınacaktır. Bu rüya ile eski İsrail'in sürgüne gittiği tarihten itibaren geçecek bir yedi vaktin olacağı ve bu vaktin sonunda ise, ağacın yeniden filiz(Krallık Filizi) vereceği anlatılır. İsraillilerin sürgüne gittikleri tarih MÖ 607 yılıdır. Vahiy kitabı 3,5 vakitten 1260 gün olarak sözettiğinden, yedi vaktin 2520 gün olduğu tespiti yapılır (3,5 + 3,5 = 7), (1260 + 1260 = 2520) ve gün kavramı Kitabı Mukaddes'teki başka sözlere dayanılarak yıl olarak hesaplandığında 1. Dünya Savaşı'nın başladığı 1914 yılına varılır. Çünkü yalnızca harfi olarak hesaplanacak olsaydı bu 2520 gün yalnızca 7 yıl olarak MÖ 600 yılını işaretlemiş olacaktı (MÖ 607 - 7 = MÖ 600). Nebukadnessar'ın rüyasındaki ağaç ile Atanmış Kral olarak İsa'nın ikinci gelişi birbiriyle doğrudan ilişkilidir. Çünkü konuda Canavar'ın süresinin bitimine yakın zamanlarda İsa'nın Atanmış Kral olarak yetkilendirileceği anlatılır. Bu dönem İsa'nın Atanmış Kral olduğu "son günler"dir. Son günlere ilişkin olarak ise, öğrencilerinin İsa'dan kendilerine söylemesini istedikleri belirtiler(alametler) bu dönemin nasıl olacağı bilgisini verir. İsa Atanmış Kral olarak yetki aldığı dönemin başlıca işaretlerinin savaşlar, kıtlıklar, depremler ve salgın hastalıklar olacağını söyler. Ayrıca kötü bir insan soyunun bu dönemin tümünü yaşayıp göreceğini ve bu nesil ölüp tükenmeden Armageddon'un bu neslin başına geleceğini bildirir. Atanmış Kral Armageddon öncesinde bütün insanlarla ilgili olarak bir yargıda bulunacak ve buna göre insanlar ölüm ya da yaşam için işaretlenecekler. Olayların Sırası:
Canavar Kitabı Mukaddes'de çeşitli şekillerde ifade edilir. Bazı kısımlarında Nebukadnezar'ın gördüğü rüyadaki heykel olarak, ayrıca Danyal'in rüyetlerde gördüğü çeşitli canavarlar şeklindedir. Canavar olarak ifade edilen kavram Kitabı Mukaddes dışı kaynaklara göre farklı adlar da taşır. Bunların en başta gelenleri aşağıdaki simgelerdir. Bunların tamamı Canavar 666'ya denk kavramları oluştururlar:
Bu simgeler çoğu zaman Marduk ve Marduk'un diğer sıfatları olan Tammuz ve Baal'a ait simgelerle birlikte kullanılırlar. Bu şekilde ikili bir yapı ortaya çıkar. Bu durum iki sevgili şeklinde gösterilir. Baal ile Astarte, Haç ile Gül (Gül Haç), Lale ile Gül, Piramitin kesik üst kısmı (1 Marduk) ile piramitin kesik alt kısmı (32'yle temsil edilen Canavar 666) ya da Kartal ile Piramit 32 gibi çeşitli eşleştirmeler bunlar arasında yer alır. Bütün bunların doğrudan anlamı ise Marduk adıyla Şeytan ile dünyayı yönetmek için kullandığı Dünya Düzeni'dir. Bu düzenin başlıca üç temel unsurunu siyasal, ticari ve dinsel unsurlar oluşturur. Ancak Kitabı Mukaddes Armageddon'da yok edilinceye kadar bu Dünya Düzeni'nin sürmesine izin verildiğini ve Tanrı'ya ait şeyler dışında karşı gelinmemesi gerektiğini söyler. Bunun nedeni eksik ve kusurlu da olsa bir düzenin olmasının, hiçbir düzenin olmayıp bir kargaşa ortamının oluşmasından daha iyi olmasıdır. Bu yüzden siyasal yapılar yaptıkları toplumsal hizmetler nedeniyle "Tanrı'nın hizmetçisi" olarak adlandırılmaktadır. Baş kaldıran ve asi sözcükleri Marduk'un, karşı gelen ise Şeytan sözcüğünün anlamını oluşturur. Bu şekilde her iki ifade de aslında aynı kişiyi kasteder. Ancak Şeytan sözcüğü çok açık bir şekilde kullanıldığından birçok yerde bu sözcük yerine Marduk sözcüğü kullanılır. Marduk ve Şeytan sözcükleri anlam olarak fark taşımazlar. Ayrıca Marduk sözcüğünün ilk harfi ile ilk iki harfi kullanılarak birçok farklı kullanım alanı bulunmaktadır. Tıpkı alttaki piramitin tersi olan ve V harfiyle temsil edilen üstteki bir piramitin olması gibi, Marduk'un M harfinin tersi olarak da W harfi üstteki ters piramiti simgeleyen V harfiyle birlikte kullanılır. Lale şekil olarak W harfini verir ve ters duran bir lale de M harfinin karşılığıdır. M ve W harfleri Marduk'u yani Şeytan'ı simgelemektedirler. Bu yüzden pek fark edilmese de kutsal sayılan Aum sözcüğünün simgesinde yan duran bir M ya da W harfi göze çarpar. Notlar ve referanslar
Kategori:Vahiy Kitabı Kategori:Hristiyan eskatolojisi Kategori:Kâhinlik Kategori:Dinî mitoslar Bu makale Creative Commons Attribution-Share-Alike License 3.0 altında yayınlanan
|
|
Copyright © 2005 Uzerine.com
uzerine.com Ana Sayfa |
Gizlilik Sözleşmesi |
Üye Girişi